Bas Kruijssen, MİDEM blogunda yazdığı
makalede Whatsapp’ın 19 Milyar Dolar’a Facebook tarafından satın alınmasını
müzik endüstrisi açısından ele almış. Bana da ilginç geldiği için makaleden
notlar ve kendi düşüncelerimle harmanlayarak bloguma taşıyorum, hayırlı uğurlu
olsun! :)
(Makaleye buraya tıklayarak
ulaşabilirsiniz. http://blog.midem.com/2014/04/bas-kruijssen-what-facebooks-whatsapp-buyout-could-mean-for-music/#.U6AezJR_uY8)
Öncelikle Kruijssen bir sabah Facebook’a
girdiğinde aldığı mesajla konuya başlıyor ve işin özü de bu bence. Facebook
tarafından gönderilen “hesabınızı güvenlik altına almak için telefon numaranızı
ekleyiniz” mesajı karşısına çıkıyor. Biliyorsunuzdur, son dönemlerde zaten
Facebook Messenger kullanırken yukarıda bir telefon ikonu var ve cep
telefonunuzdan facetime gibi arama yapabiliyorsunuz.
Burada “hesapların güvenceye alınması”
üçüncül-dördüncül amaç aslında! Asıl istenilen bilgi, bilgi ve daha çok bilgi.
Sizin hakkınızda ne kadar çok dataya erişilebiliyorsa, işte siz küresel
kapitalizmin araçları için o kadar “verimli bir müşteri” haline geliyorsunuz.
İşte Kruijssen de Whatsapp’ı bu bağlamda değerlendiriyor.
450 Milyon kullanıcısı olan Whatsapp, çoğunlukla gençlere hitap
ediyor. Gerçek zamanlı bir mesajlaşma platformu ve reklamsız çalışıyor. Bu
nedenle, günümüzde bizim ülkemizde SMS’in yerini almış durumda! Normal bir
kullanıcıdan yılda ortalama bir Dolar gibi bir fiyat alınsa, 19 Milyar Doların
geri kazanımı için ne kadar bir kitleye ulaşılması gerektiğini hemen
hesaplamışsınızdır, ki üstüne, Facebook Whatsapp’ın ücretsiz kalmaya devam
edeceğini ilan etti (en azından bizim ülkemizde böyle). Yani ekonomik geri
dönüşü hesaplanan bir yatırım değil Whatsapp. Hatta bunlara ilave olarak
Facebook’un hali hazırda kendi “instant messaging service”nin olduğunu
belirteyim ki tam tuz biber olsun!
Öncelikle imaj her şeyden önce geliyor bu devirde. Facebook isen her
şeye muktedir olabileceğine dair bir algı yaratman en önemlisi! Zamanında hiç
yanlış yatırım yapmadılar mı, tabii ki sürüsüyle… Fakat böylesi bir dünya devi
kapitalist şirket için insanların gözündeki algı her zaman ön planda. Whatsapp’ı
da satın alırım, onu da, bunu da…
Gelelim, bilgi toplama hikayesine. Whatsapp’ta arkadaşınızla bir
grup ya da bir konser hakkında yazışırken Facebook sayfanızda karşınıza o
grupla ilgili bir reklam çıktığını düşünün. Kapitalistler için bundan daha
hedef kitleye odaklı tanıtım olabilir mi? İşte arkadaşlar bunu hedeflemekteler!
Pazarlama dünyasında daha janjanlı ismi; “nihai kullanıcı deneyimi” olmaktaymış
:)
Burada “gizlilik” ve “özel hayatın mahremiyeti” gibi global
demokratik kuralların hiçe sayıldığını ve sayılmaya devam edeceğini vurgulamama
gerek var mı acaba?
0 yorum:
Yorum Gönder